Açıklaması güç.. Anlaması imkansız. Aynı doğrultuda olmadığımız insanlara bir şeyler anlatmak.. Hiçbir ortak nokta yok. Olması için gösterilen çaba, hiç bilmediğimiz bir alanda yükselmemizi sağlayabilirken belirsizlik ve sonrasında karamsarlıkla kendimize kılıf örüp duruyoruz.
Niye konuşuyoruz?! Ne diye sesimiz ölüyor koca öğütücüde?
Bir nefretten ötesidir insanın kendisiyle olan kavgaları. Dünyevilikten uzak içsel yumruklar. Mutluysan kendine geçirirsin, mutsuzsan kendiliğinden gelir.
Gidilen noktadansa hiç bitmeyen yol olsa uğraşımız keşke. Gece ve gündüz sadece yolu izlediğim için yaşam sürdürmek. Seyahat değil. Sadece bir tür gel-git. Derinliğini kestiremediğimiz yerde yaşandığında mucizeden sayılan ama ayak bastığımız zeminde sadece işe gidilen yol.. Yollar güzel ve yollar haddinden fazla uzun olmalı. Uyumaksızın. Ve biliyorum ki karanlık gün ışığından daha keskin. Tüm olanı emer ve bir daha da bırakmaz..
Aidiyetsizleri bile..
Evrenin tüm renklerini içine çekmiş gecede bana eşlik eden..