13 Haziran 2018 Çarşamba

Ordinary Corrupt Human Love..

İnsan beyni uğraşla sakinleşemeyecek kadar hızlı..

Sabahtan akşama yoruldum. Bedenimin bütün bölümleri sırasıyla ayrıldı ortamdan. Yavaş yavaş terkedilen masalar gibi. İsteksizce gittiğimiz ortamdan kaçma planları gibi ya da.. Çünkü yapacak çok şey hem var hem yok. Kendimden fedakarlıkla kendim olmayanları mutlu kılma fikri de denebilir. Masa hala ortada ve ben baş köşede hep. İnsanlardan böylesine haz etmezken yine de onları beklemek. İşte bu benlik. Gerçi bu aralar karmaşayla aram yok. Zaten hiç yoktu sadece karmaşa vardı ve ben hayır demiyordum. Bunca zaman sonra öğrendiğim şeyin beni bu denli dinginleştirmesine şaşakalıyorum.

Bekliyoruz, hep bekliyoruz. Umut ediyoruz..
Sıradan ve bıkkın yaşantımızın içerisindeki renkler onlar. Geldiklerinde hayır demiyor gittiklerinde bakakalıyoruz. Belki de bana özgüdür bu durum. Kimsenin benim onlara sarıldığım gibi bana sarıldığını görmedim. Ve bu yüzden artık geri çekiliyorum, insandan, insana ait olandan. Tek başına mutlu türe dokunmamak gerek..

Miktarı boyumu geçen ama çokta büyük olmayan su biriktisi içinde tek başıma  yüzüyorum bu sıralar. İnanışların hepsine yollar var ama ben ortada cehennemin üçüncü kapısını aralıyorum sanki..