17 Ağustos 2012 Cuma

21

Her şey kötülükte boğulmak zorundaymış gibi. Önce boğul sonra tekrar diril. Daha güçlü diril yok ama burada.. Daha kötü diril. Daha kötü uyan. Daha mutsuz bak. Daha iğrenç söv..

Bir şeylerin yokluğu diğer şeylere daha kötüye patlıyor. Yokken daha iyi. Ama hiçbir şey yokken. Varken kötü. Zaten bir şeyin varı az da olsa rahatlatmaz insanı. Yeterli doz diye bir şey yoktur. Tek bir doz vardır: öldürücü!

"Tanrının dahi kurtaramayacağı ruhlar vardır." der Cioran. Dizlerinin üzerine çökse de der o. Ben ağaçların serzenişini duysa dahi diyorum. Çünkü kurtarılamayacak ruh zaten bir ağaç kıpırtısına bağışlamaz kendini. Ya da doğanın o içten sarışına. Bir ruh vardır kurtarılamamaktan ötürüdür bu daha çok..

İçi geçmiş ölüm. İçi geçmiş yaşam. Kokuşmuşluk.. Farkına vardığım tek şey bu düzende: Tiksinti!

Devamı gelecektir. Ha bugün ha yarın.

Belki..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder