3 Kasım 2012 Cumartesi

Sıkıntıya övgüler..

"Sıkıntı, o devasız nekahet" demiş Cioran. Bugün de yendim seni. Her gün şekil değiştirerek ve biraz da (nereden güç aldığını anlamak zor) artarak geliyorsun. Sayende kendimi mario gibi hissetmeye başladım. Sona ne zaman ulaşacağım bilmiyorum. Bana güzel kahkahalar kazandırdığını es geçemem ama. Hakkını vermek gerekir şimdi. Biraz Amanita muscaria olsa fena olmazdı. Kafamı sürekli bir yerlere çarpıyorum, en fenası kendime ama kırmızı bir mantar çıkmıyor. Belki de çıkıyordur da ben her seferinde kaçırıyorumdur. Kaplumbağaların üzerine atlayıp sonra onları iki duvar arasında çarptırıp duruyorumdur. Haha. Canım da yok öyle fazladan harcayayım.

Biraz daha hırpalayacağım seni bu gece. Yarına yoracağım. "Bitkin düşürücü bir mukavemet koşusu" ne de olsa bu. Değil mi ama? Hah. Tam orası. Bekle, ısın, bekle, yenil. Bu şarkıda sana gelsin. Alçak.

Ha bir de unutmadan. Geceleri nasıl ayakta kalıyorum sanıyorsun? Sayende. Sen de olmasan..



Här skall jag finna min ro
Här skall jag finna min sinnesfrid
Här skall jag för evigt vila
och i Ägirs djupa salar min ångest begrava

Ett sista offer för Njord
Ett sista blot för välgång på färden
En hemlighet som skall bli min
Ingen ånger, vad böljorna giva..

2 yorum: