3 Ocak 2013 Perşembe

3 2 1!

Download yaparken 10'dan geriye saymak şu yılbaşı zımbırtısına eşlik etmekten daha çok keyiflendiriyor beni. Maytap yok, bitip dolan bardaklar yok, şaşaalı gösteriler yok. Işıklar tıpkı 1 Ocak günündeki kadar yitik. Gün ise herkesin akşamdan kaldığı an kadar huzurlu ve dolu.

Bazen insanların binlerce anlam yüklediği şeylere böyle basit ama yıkıcı karşıtlar sunmak gerek. Böyle daha çekilir olmaz ama en azından gün geçer..

22 yorum:

  1. Yazını okuyunca doğrudan Paradise Lost - No Celebration geldi aklıma..

    Bazen ben de download bitene kadar bilgisayar başında bekliyorum..Elde etmesi kolay birşey olsa da (Sonuçta para vermiyorsun) birazdan izlemek istediğin filme ya da dinlemek istediğin albüme kavuşacağını biliyor olmak güzel..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sipariş edip beklediğin albümün yerini vermez elbette. Ama yine de yılbaşı gibi şeylere kafa tutsun istedim :) Başarılı da oldu.

      Filmler bu konuda risk faktörü. En kötüsü de indirilen filme uygun altyazının olmaması. Ya da hiç altyazının olmaması. O zaman saatler geri sarsın istiyorum. Hatta kuzey sinemasına fransızca dublaj yapılmış ve ingilizce altyazı eklenmişse durabilir bile zaman haha.

      Sil
  2. Bazen postacı kapıya geldiğimde onu öpesim geliyor:)

    Kuzey sinemasını (Her ne kadar hakkında senin kadar bilgi sahibi olmasam da) Fransızca dublajlı izleyeceğime Kuzey-Güney'i izlerim!!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hehe sağol Serhat ama ben de o kadar hakim sayılmam. Gerçi 3 2 1 sevincini en çok bu filmler indiğinde gösteriyorum. Zor bulunuyor, kolay indirilmiyor :) Sana katılıyorum o şekilde izleyeceğime kendimi tv'nin işkencelerine maruz bırakırım.

      Sil
  3. Sayılmakla ilgili pek çok espiri geliyor aklıma ama en kötüsü "Buffy de vampir sayılır" idi sanırım:) Eğer torrentte de çıkmıyorsa bulmak neredeyse imkansız hale geliyor, gerçi her zaman zor bulunan şeyler her zaman daha değerli oluyor..TV işkenceleri yerine Pain dinlemeni tavsiye ediyorum (Bu aralar Peter Tagtgren'e saygı duyma modundayım da...)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu aralar vazgeçme huyu edindim. Albüm ya da filmi hiçbir yerde bulamıyorsam peşine düşmüyorum. Aylar sonra gayret geliyor tekrardan ama sonuç aynı oluyor yine. Tv seçeneğine karşılık uykuyu sunuyorum. Sonra temizinden bir uyku çekiyorum :) Pain'de iyi olurmuş. Tabii dinleseydim. Tavsiyene uyup bütün koşullar sağlan"ma"dığında pain indireceğim :)

      Sil
  4. Aradığın albüm ya da filmleri bulamıyorsan bir de bana sor, DVD başına sadece 20 lira + kargo masrafları sana ait olmak üzere gönderebilirim!Eheh tabi ki öyle bir şey yapmam, hatta yakında olsan "Al harici harddiskim senin olsun, istediğin gibi sömür" derdim, ama diyemiyorum..Temizinden bir uyku çekebiliyorsan bıravo, benim bunun için en az 1 gece uykusuz kalmış olmam lazım..Peter Tagtgren arıza bir adam olduğu için Pain dinlemek için de koşulları zorlamak gerek, mesela bir bilim kurgu filmi izlemeden önce hazırlık olsun diye dinlenebilir, çünkü bu adam uzaylılarla fena halde kafayı bozmuş vaziyette..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :) Sağol Serhat. Aslında hepsini elde etmek hiçbir heyecan bırakmıyor geriye. Bu nedenle ulaşamadıklarıma sevinir hale geliyorum. İsa "Vazgeçtiğin topraklar senindir" dese de hiç benim olmuyor. Mesele büyük :p O uykunun sırrı biraz da seçeneklerde yatıyor. Yoksa dört gözle beklediğim bir albüm için uyuyamadığımı biliyorum. Şimdi pek bilimkurgu seven biri değilim. Bunu düşünerek Pain indirmekten vazgeçmeyeceğim.

      Sil
  5. Evet bence de insanoğlunun eline fazla fırsat verilmemeli, yoksa herşeye sahip olmadan rahat edemiyor (Bununla ilgili bir alıntı yazı yayınlamıştım geçenlerde) Vadedilmiş topraklar gelecek mi acaba?Konuyla ilgili bir ara Queensryche - Promised Land albümünü tekrar dinlemem lazım..Haklısın, sevdiği bir işi yapan insan da "Yarın beni işte neler bekliyor acaba?" düşüncesi ile uyuyamayabilir, ama onun uykusu ertesi gün işe gideceğini bilmekten rahatsız olana adamın uykusuna benzemez..İkincisi rahatsız edicidir, insan eline geçen fırsatları değerlendirmelidir:) Bu arada Pain, her zaman insanın arşivinin bir köşesinde bulunması gereken gruplardandır (Amma reklamını yaptım) Ne zaman dinlemeye ihtiyaç duyacağını bilemezsin:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Okumuştum yazıyı. İnsanın ilk zamanından bugüne kadar olan süreçteki açlık değişim grafiği gibi. Karnımız tok belki ama ruhumuz için öldürmekten asla vazgeçmeyeceğiz. Buradan acı olayına atlamak isterdim ama uzun sürer. Yine de en güzel uyku koalanın şimdi, hakkını yemeyelim :) Düşünmekten kaçmak için uyumak ve düşüncelerden dolayı uyumamak arasında müthiş benzerlik göze çarpıyor. Bunun alt metinlerine de sıkıştırılmış birkaç kelime: heyecan, beklenti, utanç, nefret..

      Yazının içinde acı kelimesi geçiyorsa pain indirme vakti gelmiş demektir. Girdin kanıma hadi bakalım..

      Sil
  6. Hehe belki söylemekte geç kaldım ama özellikle Rebirth, Nothing Remains The Same ve Dancing With The Dead'e odaklan derim..Son iki albümlerinde yaratıcılıktan biraz uzaklaşmışlar gibi geldi..Bu arada İstanbul'da çekilen klibi izledin mi?(Follow Me) TAVLA oynayan adamlar falan var klipte.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nothing Remains The Same ve Dancing With The Dead'i indirmiştim. Hızlı davranmışım. Yalnız hala dinlemedim albümleri. O moda geçemiyorum bir türlü. Bugün yarın dinlerim artık. Klibini izlemedim. Follow Me diyince aklıma direkt Savatage geliyor. Bu bir işaret olmalı :) Ayrıca tavla demişken cami, kapalı kadınlar, tavla ve kebap dışında bir şey gösterseler şaşıracağım.

      Sil
  7. Elektronik metalin de bir yeri zamanı var, haklısın:) Ben Pain'i genellikle sinirlendiğimde gaza gelip kafa dağıtmak amacıyla dinliyorum..

    "Don't need no super heroes
    Don't need no movie stars
    Don't need no politicians
    In big black shiny cars
    Don't need no preacher
    Whose church is my T.V."

    Bunlar da ne epik liriklerdir, değil mi?

    Semazenleri unutmuşsun:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu konuda istikrarı yakalayabilmen güzel. Ben sinirlendiğim zaman hepsini birbirine geçiriyorum. Bir ara sinirleneyim en iyisi ben :p

      Cayır cayır haykırmış adamlar. Bana bir şeyleri çağrıştırıyor ama şu anda aklıma gelmiyor onlar.

      Semazenler. Döne döne beynimi yordular ondandır :)

      Sil
  8. Belli konularda istikrarı yakalamak güzel, ama kimseye bu yüzden ekstra puan vermiyorlar sanırım:) Sinirlenmek için fazla uğraşmana gerek yok, başını camdan dışarı uzattığın andan itibaren bu hedefine kolayca ulaşabilirsin:)

    Bu arada OF AMAN NALAN'ın Cayır Cayır isminde bir şarkısı, hatta albümü varmış:

    "Anladım aşk diye bir şey yok
    Senden bana hayır yok
    Konuşma en büyük aşkım
    Nasıl olsa yalanın çok

    Yetti artık, tak etti artık
    Git de biraz rahat edeyim
    Arama sorma, meraktan çatla
    Cayır cayır yansın yüreğin"


    Bunlar de beynini yorabilir, şimdiden özür dilerim :)


    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne yaparsan kendine durumu daha çok. Ben istikrarı bozduğumda aynı anda dengem de gittiği için en çok kendime kızıyorum. Sinirlenmek mi hah. Bunun için binlerce sebep var tabii. Ama müzik dinlemek için sinirlenmek de özel olmalı bence. Yoksa diğer şeylerden pek farkı kalmaz.

      Gerçekten etkilendim ahah. Of aman nalan neler de demiş öyle. Önceki yorumlardan birinde Musafa Sandal'dan bahseden ben değilmişim gibi şaşırıyorum aaa! :)

      Yoruldum, geçti.

      Sil
  9. Peki o zaman sana bir soru: Of Aman Nalan, aman dilerse ne olur?

    YanıtlaSil
  10. Aman amon amarth Türkiye'ye gelir durumu kurtarmak için. Ne hallere soktun beni Serhat :p

    ;)

    YanıtlaSil
  11. Bize de bu durumda "Come On Amon" diye bağırmak düşer..

    "Amon Amarth'ın Rakı İle İmtihanı" konulu makalemi okumuş muydun?

    Olmayan maytaplardan ve bitip dolmayan bardaklardan bu noktaya gelinmiş olması düşündürücü bence de:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aradım taradım ama bulamadım. Hatta blogunda gezinirken Arnold Civardagezer başlığıyla bile karşılaştım ve beynim durdu resmen :)

      Olsun artık maytaplar. Bardaklar dolup bitmesin hiç ahah.

      Sil
  12. http://breathingtheblue.blogspot.com/2012/02/elusivecures-top-5-drinks.html /Buradan rakı ile ilgili bölüme bir göz at:)

    Civardagezer hehe evet, o yazının başlığında Viyana ismi geçiyordu, sanırım bu yüzden sürekli spam yorumlar düşüyordu.O yüzden adını değiştirmiştim, Viyana valisi Arnold baba yapmıştım.Bu arada sırf bu adamı ve filmlerini konu alan AUSTRIAN DEATH MACHINE isminde bir grup var.(Ama duyduğum kadarıyla çok kötüymüş)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ”Man, this is the most brutal drink I’ve ever seen!” :))

      Yalnız rakıdan girdik ama ben alttaki kısma göz attım. Orada dikmen şarabını gördüm. Denizli'de okumuş olmamın güzel yanıydı. Hatta doğumgünü anısı da mevcut. Hoş seçim. Bu arada hangi başlığın altındaydı bilmiyorum, koddan bahsetmiştin. Bir arkadaşımın blogunda denk geldim ona. Resmen istek baltalayan cinsten. Çevreye verdiğim rahatsızlıktan ötürü özür dilerim :)

      Sil